30 Eyl 2013

Kayıp.

şarkıların yazılmış notalarının dışına çıktığında
herşeyi yeni baştan yaratırsın
Bulunduğun konumu, üzerindeki kıyafetleri
okuduğun ve sayfalarını azar azar yıprattıktan sonra kelimelerini okumaya üşenerek
barındırdığın kitapları.
Tanrı'ya inancını sorgularsın,
yokluğun arasında sıkışmışlığın içinde
Tanrı'nın varlığını red etmeye çalışırken tekrar ona sığınırsın
Her şeyden bir parça konulmuş evren üzerinde
kaybolmuş her ne kadar şey varsa onları bulup çıkartırsın.
Ararken ellerin mi yaralanacak ruhun mu kirlenecek
beyninden onlarca soru geçerken ne yapılmasını gerektiğini bilmeden öğrenmeye mi çalışacaksın-
Tüm bunların hepsini göremeden.
Bazen yağmurun nefesini sıkarsın, daha çok hissetmek istercesine bir volüm ararsın
yükselsin sesi, daha çok gürlesin.
kulaklarım çınlasın, daha çok dokunsun tenime.
Daha çok dokunsun ki tenime,
beni yeni baştan yıkasın
yeni baştan yaratsın.
Yağmuru bazen Tanrı kılarsın.
Denemedim hiç, deneyemedim.
korkularını susa susa yaşayarak korkularının arasında boğulacak,
aptal bir kız çocuğuyum ben.
Hedeflerini belirlemiş, hedefleri var olduğu hâlde hedeflerini kaybetmiş.
Dizlerini kanata kanata çirkinleşmiş.
en iyi ezberleyebildiği şeyi düştüğü yerden hiç bir şey olmamış gibi kalkmak olduğu bilmiş
bunu bilmeyi başarırken de,
her seferinde tek başına yapacağını iyi ezberlemiş.
270813
-sadecedinle.

Nuances de Pluie*

Elinde tutmayı bilmediğin kavramlara ulaşacağımızın hayal olduğu anlatılırdı.
Ufak çaplı masallar gibi.
sessiz sedasız.
Dinlerdik bir şey demeden, güzel gelirlerdi
hayallerini kurardık.
Elde etmek isterdik ardına kapılıp gittiğimiz masalları-
Gerçek hayatla aralarındaki bağlantıyı fark edemezken.
Saflığına inandığın hayalleri avuçlarının içine alıp baktığında
fark ediyor bazen insan
Hayallerin devamının gelmesi eşsiz bir klasik müziğe hatasız eşlik etmekle eş değermiş
Korkuların sırasında sonlarını bildiğin acıların miğde bulantı sebepleri de buna dahil elbet
-masallar kadar inanamadığın insanlar girdiğinde hayatına
Elin ayağın birbirine karışır gibi olunca
Anlarsın tekrar aslında hiç bir şey bilmediğini
Eksiklerini tararsında bulamazsın-
Eksik olmadığına inandırmış olduğundan kaynaklı gelir
Bazen tartışmalarda susarsın
Sonunu hayal ettiğin gibi yakalamamak için
Sustuğunda yanlış anlaşılmak cabası olur,
katlanırsın
Aşık olmakla bir olmayan kavram saydığın sevgiyi anlatırsın
Canını nasıl yakacağını bile bile yürümek gibi olur ya sana
Göğüs kafesindeki kuşları salıp
filleri çığlık çığlığa çağırır gibi.
Binlerce kişi arasında bir resitalde yanlış notalara basıp
kendini küçüksemek gibi durumlar''
Notalarının doğruluğunu bile bile daha çok farklı tonlar duymak gibi birazda-
Yanlış ton gelen her notanın tek tek tellerini kesmek gibi piyanodan.
Yanlış olan parmaklarınının tuşlara eşliği değil de,
duyduğun notaların ses tonları olduğunun farkında olmadığın
Yanlış olan kaybetmekten korkmak değil de,
kaybetmek yokken elde
yoktan var olmayı baştan yaratmak.
Yağmurun huzurunu geri almak istediğinde ellerine,
yağmur damlalarını ellerinde tutamamayı fark etme hissiyle bir.
Kulaklarına olmadığı hâlde gelen bir yağmur sesi,
yağmadığı hâlde toprağa işlemiş bir yağmur kokusunu aramak gibi.
270813
başta bu, sonra bu olmak üzere; -sadecedinle*