Küçükken biriktirilmiş hırsların ilerde radyosyon etkisi zararında bir büyüklük yarattığını düşün.
Ufakta olsan,
İçinde milyonlarca parça halinde bitmek tükenmek bilmeyen sevgi tomurcukları günden günede yeşerse de,
Büyüdüğünü hissetmeye başladığın anlarda,
Küçüklüğünde yaşamış olduğun anıları iyi-kötü her hâliyle düşünmek istediğinde,
Sevgi yumağına boğduğun insanları,
Nefretle gömmek isteyeceksin.
Çünkü,Bir zamanlar masallardaki prens ve prenseslere, cadılara ve büyücülere, konuşan yerli-yersiz varlıklara inanmayı bıraktığın zamanlara denk geleceksin.
Herşeyin masallardaki kadar güzel olmadığını,
''Cindirella'nın gece saat 12'yi vurduğunda külkedisine dönüşmediğini,Peki,
Boktan bir balkabağın ve birkaç lağım faresinin mükemmel bir araba ve muhafızlar olamayacağını bilebileceksin.''
Bunları tek tek öğrenirken;
Hayat senin için ne kadar adil olabilicek?
Dürüst ol.Hiç düşündün mü..?Hayatındaki en sevgi yumurcağı hallerini senelerce kandırılarak geçirdin...
Şimdi ise;
Gerçeklerle yüzyüzesin.
Aynaya iyice bak.
O masallarla kandırılan çocuk sensin.
Peki ya,
Şimdi söyler misin?
Hayat masallardaki kadar güzel mi.
Yoksa hâlâ insanların iyi olduğuna Polyanna kadar inanmaya devam eder misin...
*Croire aux contes de fées.
Masal, hayal'in gücüdür. Masalın yüzeyselliği değil anlatmak istedikleridir önemli olan. Reelde yapman gereken ise o hayalin üzerine bir çizgi atıp onu hayat'a çevirmektir. (beyaztenlizenci)
YanıtlaSil