10 Ağu 2012

Belkilerle küçük bir yaşam.

Yüzlerce mekana, yüzlerce insanla, istemli veya istemsiz bir şekilde bulundun.
Sence,
Pişman mısın dersin?

Girdiğin ortamların adlarına bakmayı belki unuttun, belki tenezzül dahi etmedin.
Belki çok mutluydun bunları fark edemeyecek kadar,
Belki de fazlasıyla hüzünlü, bir viski bardağında kaybolmayı hedefleyecek kadar.

Bulunduğun mekanda, geçen onca zamanı, dakikayı hesaplayamadın.
Kafan o kadar karışık-tı ki
Belki de bunları düşünemeyecek kadar güzel insanlarla beraberdin.

Yanında tuttuğun insanları ayırt etmedin belki de.
Taki kalbindeki kafeslerin daralmasında oluşan kırıkları sayamayacak kadar yorgundun.

Aslında bunların hiç biri önemli değildi biliyor musun?
Ne onca mekan ismi, ne de onca yanından ruhsuzca gelip geçen onca insan kalabalağındakilerin gereksiz adları.

Yani aslında tümü bu değil anlatmak istediklerimin.
Bulunduğun ortam, mekan, zaman, dakika, geçen onlarca salise.

Bunların hiç biri yanında bulunmak istediğinin karşısında etkisiz bir etkendir.

Bunlardan kurtulmak istediğinde-
Denize bakarken, dalgaların arasında, yosun kokusuna sarılmış, gökyüzünün sonsuzluğu arasında kaybolmak-da var.

Kalbinde onlarca gömülü insan var.
Elleriyle ağzını kapattıkların, elleriyle ağzını kapattıkları ve gözleriyle bilinçaltını yaktıkların.

Sorumlusu sen oldukların,
Hayatlarına sonradan dahil oldukların,
Hafızalarında belki de sadece parçalar hâlinde mimiklerini bıraktıkların.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder