Ciddi anlamda yazamıyorum.
Bu aralar aklım çok karışık.
Sanki düşüncelerimin üzerinden on binlerce fare görmüş, bir fil sürüsü geçiyormuş gibi.
Ardı ardına geçen günlerin,
Ardı ardına özenerek işlenen hecelerin,
Arkana bıraktığın onca güzel şeylerin anısını kaybetmek istemediğim günlerdeyim.
Gitmek basit olandır.
Gitmek bazen güzeldir.
Ama aradaki milyonlarca mesafe bazen çok karlı, soğuk, hiç alışık olmadığın birşeydir.
''Aslında hiç gitmesen'' kelimelerinin ardına bir bir ardı ardına noktalar sıralanır.
''Söylemek istediklerim çok iken, susuyorum. -Belki- canın sıkılmasın diye''demektir bazen bu ardı ardına dizilmiş ürkütücü ufak noktalar.
Kokunu özlerim, sen gittikten sonra içime çekerek tüketebilirim.
En önemlisi de ne biliyor musun?Hiç bir parfüm yerini asla tutamaz.
Çünkü o her ne marka olursa olsun,
Senin teninde daha bir güzeldir.
Eğer uzaklara gidersen,
Yine arkandan gelirim.
Bilirsin ya hani;
Ben süprizleri severim.
Ama gidersen eğer,
Kalbinde oluşturduğun karlı bir günün olurda,
-Eğer-
O buzları eritemezsen,
Sanırım son kez kalbim sende giderim.
Bu kadar şey yerine,
Umarım gittiğin her yerde,
Beni başkalarında aramak yerine beni bende saklarken geri dönersin.
Çünkü;
Ben hâlâ küçük bir kızım.
Hayalleri olan,Ve-
Bunlar vaad eden,
Karanlıkta yürümekten korkan.
Umarım, herşeyinle geri gelirsin.
Misal-i Su.