16 Haz 2012

Bir tek melodi adına susardı bazen kelimeler...


Her anını müzikle anan birinin, seçtiği insanlar ne kadar melodik olabilirdi?

Notalarını kaybetmiş bir müzisyen ne kadar iyi çalabilirdi?
Bunun için; Çalacağı notaları evinin adresi kadar iyi bilmesi gerekiyordu.
Bütün inceliklerine kulak vererek, gözlerini kapadığında notaların bir bir gözünün önünden geçmesini sağlamalıydı…

Ve,
Ben.

Gözümü her kapadığımda seni her hâlinle hayal edebilecek kadar izlemeyi seviyordum.
Sesinin her notasını aklımda ezbere tutup, sesini duymak istediğimde; sesini defalarca bir plaktan çalarmışcasınadinleyebiliyordum.
Sevdiğin yemekleri, kaçta uyanıp, kaçta yatmak istediğini, kurduğun mimikler arasına kaç bin tane kelime sakladığını, iç çekişlerinde göğüs kafesine anlık hapsettiğin nefesin ne kadar olduğunu, saçlarını ne yöne taradığını, neleri sevip, nelerden rahatsız olduğunu…
Ve daha çok şey.
Senin hakkında pek çok şey biliyordum.

Peki, sayın Sevgili.
Şimdi söylermisin..?

Bunca alışkanlıklara rağmen, ruhunun her milimetresini ezbere bilen birini neden arkanda bırakarak gittin?

Peki, bunların hepsini geçtiğimizde…
”Aramıza mesafeler girmeyecek” derken, aramıza soktuğun insanlar neyin nesiydi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder