Düşünsene.
-Eğer becerebilirsen...-
Bir Haziran sabahı.
Filmlerdeki gibi.
Tanışıyorduk, ama simalara bir o kadar yabancıydık.
Daha doğrusu, ben katilimin yüz hatlarını bu kadar net incelememiştim.
Sadece yanından geçip gittim.
Durmaman gerekliydi.
Belki de; sıramı savmak istemiştim, seni fark etmeyerek.
Her insanın gözleri o kadar güzel miydi?
Yoksa beni etkilemek adına mıydı bütün o baştan aşşağı incelemelerin...
Ama ben unuttum,
Beynimin her köşesinde tek bir mermiyle değil,
Günden güne zehirlenerek,
Her gün
Biraz daha yaşama tutunmaya çalışarak büyüdüm.
Ama,
Nedendi...
Ben bu kadar büyürken, senin bir o kadar küçülmelerin nedendi?
Soru sormayı hep severdin ya...
Peki soru işaretlerinin arkasında gizlenmeyi..?
Biliyor musun...
Seçeneklerle yaşamak kadar kötü birşey yoktur bazen.
Seversin ya da sevilirsin.
Terk edilirsin ya da terk edersin.
Yaşadığın her birşey tedasüf eseri olabilir.
Etkisinde kalabilirsin.
Bana en güzel iyiliği sen öğrettin.
Sen içine çektiğin her nefesi bile bir kaç salise sonra bırakırken,
Beni sevmeni bekleyemezdim.
Zaten,
Sevginin ne olduğunu bilmeyen birine,
Sevmek ne demek öğretemezdim...
Özür dilerim...
Ben sadece sevginin lugat kavramını sende öğrenmek istemiştim....
Sevgiyi onda öğrenmeye karar verdiğin kişilere dikkat etmen gerekir, aksi takdirde sıralarını savabilirler ve asıl bu yaralar senin kalbini..
YanıtlaSilDeğer verdiğinde değerinin olmaması..
Aşık olacağın kişiyi sen seçemezsin.
YanıtlaSilaşk tesadüfleri sever,
Eğer O kişiyi sen seçersen buna aşk denmez.
İşte o zaman karşılıksız olur.
Bir taraf daha çok sever.
Ama aşk'ta her ne kadar kısıtlı bir süre olursa olsun;
İki tarafta deli gibi geçen günlerin farkına varmadan,
Düşeceklerini görmeden devam ederler.
Zamanla biri daha az sever.
Çünkü, duyguları eser geçer.