13 Haz 2012

Zaman akışı.

Düşündüğü zaman, bir yalancının kurduğu yalanlardan daha fazlasını bulabilirdi.
Bu O'nu hayalleriyle iç içe yaşatırken, karşısındaki insanın yavaş yavaş karanlığa gömülmesini sağlayacak tek sorun olarak her yere yazılabilirdi.


Düşündüğü an her zaman kendini kaybetmiş, bir yalancının kurduğu yalanlar sonrası bunları unutarak herşeyi birbirine sokması kadar aciz kılınmıştı.


Her açığa vurduğu yalanı hâlâ yok olarak sayması karşısındaki insanın gözündeki ışığı günden güne katlederken, var olan yalanlarının arkasında durarak; karşısındaki insanın gözlerindeki ışığı tamamen yok etmek istercesine herşeyin üzerine gidiyordu.


Peki.


Hiç düşünmüş müydü,
-Defalarca- O'na güvenmiş insan bir gün onu terk ederse?
  • Bunun cevabı onun için; Kesinlikle -hayır-dı.
Fakat,
Atladığı ufak birşey vardı...
Karşısındaki insanın gözlerindeki ışığı karanlığa çoktan gömmüştü.


Ve,
O artık karanlıkta bir sinek vızıltısı kadar hissettiği ışığı bulamıyordu.
O karanlıktan korkardı.


Sonuç ne miydi?
Karanlıkta tek başına korkmak yerine,
Kendinide onunla birlikte uçurumun derinliklerine usulca bırakmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder